DOLAR 32,3402 0.18%
EURO 35,1852 -0.01%
ALTIN 2.246,790,16
BIST %
BITCOIN 2127090-3,07%
Çankırı

AZ BULUTLU

13:18

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

131 okunma

“Yarasaları öldürmeyin”

ABONE OL
4 Haziran 2020 10:02
0

BEĞENDİM

ABONE OL

“Yarasaları öldürürsek önüne geçemeyeceğimiz yeni salgınlar ya da ekolojik sorunlar, ülkemiz ve dünya için bir tehdit unsuru olmaya devam edecektir.”

Çankırı’da Yeni Gün

Çankırı Karatekin Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Tarkan Yorulmaz, yarasaların insanların düşmanı olmadığını, insan sağlığı ve dünyanın yaşanabilir kılınması için yaban hayatına ve yarasalara saygı duyulması gerektiğini söyledi. Yarasaların salgınların suçlusu ilan edilerek öldürülmesinin insanların dünya üzerindeki yaşamını tehdit edip telefisi güç sonuçlar doğuracağını belirtti.

Yaklaşık 20 yıldır yarasalar üzerinde çalışmalarını sürdüren Çankırı Karatekin Üniversitesi Avcılık ve Yaban Hayatı Öğretim Üyesi ve Yaban Hayatı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Tarkan Yorulmaz son dönemlerde insan sağlığını tehdit eden Sars, Mert, Kovid-19 gibi ölümle sonuçlanan hastalıkların hangi canlılar üzerinde bulunduğuna ve hangi canlı üzerinden insana geçtiğine dair soruları gündeme getirdiğini anlattı.

“Yarasalar, yaklaşık 1400 tür ile dünyada en kalabalık ikinci memeli”

Bu konu ile ilgili pek çok bilimsel çalışma yapıldığını ifade eden Yorulmaz, “Bu konuda yapılan çalışmalar önemli bilimsel dergilerde yayınlanmış ve ilgili bilim insanlarının dışında toplumda da merak uyandırmıştır. Yapılan çalışmalara bakıldığında salgına yol açan virüsü taşıyan ve insana bulaştırma ihtimali üzerinde ağırlıklı olarak durulan bir canlı grubu daha çok ön plana çıkmaktadır. Yarasalar, yaklaşık 1400 tür ile dünyada en kalabalık ikinci memeli (Memeliler: 5500 tür) grubudur. Kutuplar ve bazı izole adalar hariç dünyanın her yerinde yaşayan, böcek popülasyonun dengelenmesinden, bitkilerin tozlaşmasına ve yayılmasına pek çok ekolojik hizmeti bulunan bu canlılar sahip oldukları virüsler sebebiyle son dönemde şüpheli olarak görülmeye başlanmıştır.” dedi.

“Kovid-19 Rhinolophus affinis türündeki bir yarasada tesbit edilen virüs ile yüzde 96 benzerlik gösteriyor”

Yarasaların Kovid-19’un ortaya çıkmasında ve yayılmasında ön plana çıktığını belirten Yorulmaz, bugüne kadarki çalışmalarda Çin’de yaşayan Rhinolophus affinis türündeki bir yarasada tesbit edilen virüs ile yüzde 96 benzerlik gösterdiğini söyledi. Yorulmaz bununla ilgili olarak, “Bugüne kadar yapılan çalışmalarda Kovid-19 virüsünün Çin’den örneklenen bir yarasa türünden (Rhinolophus affinis) tespit edilen koronavirüs ile %96 benzerlik gösterdiği ve bu benzerliğin yarasayı olağan şüpheli yaptığı görülmüştür. Ancak bu yarasa ile virüsün insana geçtiği vakıaya dair kesin bir kanıt (Bu yarasa türünü yiyen bir insanın hasta olduğu, yada yarasanın bir insanı ısırması sonucu hastalığın yayıldığına dair bir hikaye vb.) ortaya sunulamamıştır.  Bu çalışmalarda her ne kadar yarasada tespit edilen koronavirüs insandan tespit edilen Kovid-19 ile benzer bulunsa da, virüsün insan epitel hücresinde tutunduğu AEC2 proteinine yüksek bir ilgi ile bağlandığı reseptör bağlanma bölgesinin (RBD) kıyaslaması sonucunda gelincik ve misk kedisinden elde edilen koronavirüsün yarasadan daha fazla bir ilgi ile epitel hücresine bağlanabileceğine dikkat çekilmektedir. Bu durum gelincik, misk kedisi, kaçak yollarla Çin’e getirilmiş pangilon, yılan gibi başka canlıların da yarasa ile birlikte insana bulaşma vakasının olağan şüphelileri olarak yer almasını sağlamıştır.” dedi.

Yaklaşık 300 bin insanın ölümüne yol açan Kovid-19 salgınının insanın çevresi ve yaban hayatı ile ilişkisinin tekrardan gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti.

“İnsanların yaban hayatı ve ekosisteme müdahalesi çoğaldı.”

20. yüzyıldan sonra dünyanın dört bir yanına yayılan insanların yaban hayatı ve ekosisteme müdahalesinin çoğaldığını söyleyen Yorulmaz, “Yakın dönemde (20.yy ve sonrası) daha modern toplumlar ve büyük metropoller oluşturan insan, daha geniş alanlara yayılmakta  yaban hayatına ve ekosisteme daha çok müdahale etmektedir. Bunun sonucu olarak tahrip olan ekosistemler, parçalanan habitatlar, yok olma eşiğine gelen yaban hayvanları ekosistemdeki dengeleri bozmuş ve insan oğlunun ön göremeyeceği yeni salgınların oluşmasına yol açılmıştır.  Şempanzelerden HİV/Aids, Kuşlardan grip, yaban hayvanlarından Ebola, ve nihayet yarasa, pangilon gibi doğal yaşamın gizemli türlerine temas edecek kadar ilerleyen insanoğlu Kovid-19’u ortaya çıkarmayı başarmıştır.” şeklinde konuştu.

“Bulaşıcı hastalıklarda ciddi bir artış görüldü.”

Bulaşıcı hastalıklarda ciddi bir atışın görüldüğünü ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Yorulmaz, “Bugün, dünya çapında, bazı yeni dolaşımdaki (HIV / AIDS, hantavirüs, hepatit C, SARS, vb.) dahil olmak üzere birçok bulaşıcı hastalıkta belirgin bir artış görülmektedir. Bu durum, insanın hızlı demografik, çevresel, sosyal, teknolojik ve yaşam şeklindeki diğer değişikliklerin birleşik etkilerini yansıtmaktadır. İklim değişikliği bulaşıcı hastalık oluşumunu da etkileyecektir.

Habitatın bozulması ve parçalanması gibi yaban hayatının hareketini ve besin bulmasını kısıtlayan değişimler aynı zamanda insanlar ve evcil hayvanların yaban hayatı arasındaki mesafeyi azaltarak daha çok temas edebilme ihtimalini ve sonunda insanlara hastalık bulaşma oranlarını arttırmaktadır. Ekosistemlerde insan etkisi ile meydana gelen olumsuz yöndeki bu  hızlı değişim yaban hayatına ve insanların sağlığına ciddi zararlar verme potansiyeline sahip olmaktadır.” dedi.

“Yarasaları öldürmeyin.”

Kovid-19 pandemisinin tek sorumlusu olarak gösterilen yarasaların öldürülmemesi gerektiğini belirten Yorulmaz, “Salgının suçunun yaban hayvanlarına, Kovid-19’dan dolayı yarasalara yüklenmesi, halkın doğaya ve yarasalara düşman ya da suçlu gözüyle bakması, karşımıza yeni bir tehlike olarak çıkmaktadır. Bunun başka ülkelerde geleceğimiz açısından sıkıntılı sinyalleri alınmaktadır. Çin’de kış uykusundaki bazı yarasa türlerinin öldürülmesi tartışılırken, Peru yerel kaynaklarında yaklaşık 200 yarasanın öldürüldüğü bilgisi paylaşılmıştır. Bunun yanında ABD’de San Fransisco’da vatandaşlar, uzmanlara nasıl yarasa yakalanacağını ve öldürüleceğini sormaktadır. Bu durumun yayılması, yarasaların veya diğer yaban hayvanlarının karşılaştığımız salgınların suçlusu ilan edilmesi, insanın dünyadaki yaşamını tehdit edecek ve ileride karşımıza telafisi mümkün olmayan tehlikeli sonuçlar doğuracaktır.” şeklinde konuştu.

Türkiye’de Kovid-19 pendemisi ile mücadelede tedbirlerin sıkı bir şekilde alındığını söyleyen Yorulmaz, “Türkiye nasıl bu tedbirleri aldıysa yarasaların bu salgının suçlusu sayılması ve bu nedenle haksız yere öldürülmelerinin ya da habitatlarının tahrip edilmesinin önüne geçecek önleyici tedbirleri muhakkak almak zorundadır. Aksi halde önüne geçemeyeceğimiz yeni salgınlar ya da ekolojik sorunlar, ülkemiz ve dünya için bir tehdit unsuru olmaya devam edecektir.” dedi.

Yarasaların dünya üzerinde yaklaşık 60 milyon yıldır var olduğunun altını çizen Yorulmaz, “Yarasaların yaklaşık 60 milyon yıldır dünyamızda var oldukları bilinmektedir.  Yarasalar memeli hayvanlar olmalarına rağmen sahip oldukları pek çok ilginç özellikleri bilim insanlarının dikkatini çekmekte ve insan üreme biyolojisi, kanser, savunma sanayi, sağlık sektörü, salgın hastalıkların önlenmesi gibi pek çok alanda yarasalardan ilham alınmaktadır. Yarasalar  sivrisinek, böcekleri yiyerek bu hayvanların çoğalmasını engellemekte ve sivri sinekten yayılan sıtma gibi bir hastalığın ve yayılması muhtemel başka hastalıkların önlenmesinde önemli rolleri vardır. Tarım alanlarındaki zararlı böceklerin kontrolünde yarasalardan faydalanılmaktadır. Yarasaların ömür uzunluklarının genetik nedenleri ile kansere çare bulacak yeni yaklaşımlar aranmaktadır. Yarasaların ultrasonik yön bulma kabiliyetleri insanın pek cok teknolojik ürününe ilham kaynağı olmuştur. Yarasaların bitkilerin tozlaşması ve tohumlarının yayılmasında çok değerli hizmetleri vardır. Yarasa güberesi tarım alanlarında bitkilerin yetiştirilmesinde son dönemde giderek daha çok kullanılmaktadır. Yarasalar Dünyanın her yerinde bu ekolojik hizmetlerinden dolayı koruma altındadır.” değerlendirmesinde bulundu.

İnsanların doğaya olan müdahalesinin kendi sonunu getireceğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Tarkan Yorulmaz, “Bu salgından dolayı, yaban hayatındaki her bir canlıdaki virüs varlığını yok etmek mümkün değildir. Kovid-19 İnsanın doğaya olan müdahalesinin kendi sonunu getireceğinin beklide geçmişte dikkate alınmayan günümüzdeki en önemli sinyallerinden biridir. Buna benzer vakıaları her ne kadar yaşamak istemesek de, insan oğlunun durdurulamayan yaban hayatına kontrolsüz müdahalesinin benzer ve beklide daha trajik sonuçlarının ileride yaşanması kuvvetle muhtemel gözükmektedir.

Muhtemel benzeri virüs vakalarında insan iki aşamada dikkatli davranmalı, (1) insana yaban hayatından virüs bulaşmasını önleyici tedbirler (2) Virüsün insanda yayılmasını önleyici tedbirler. ikinci aşama Kovid-19 salgını sonrası en çok konuşulan konulardan biri olmuştur. Ancak birinci aşama her ne kadar salgının ana gerekçesi olsa da virüsün orijinin hangi hayvan olduğunun merak edilmesi dışında üzerine pek konuşulan bir konu olmamıştır. Buna benzer vakaların bir daha yaşanmaması yada etkisinin çok daha az ve kontrol edilebilir olması amacıyla bazı tedbirlerin alınması önerilmektedir.” şeklinde konuştu.

Tedbirler alınmadığı sürece insanoğlunun önünde istemeden de olsa yeni salgınların oluşmasının muhtemel olduğunu belirten Yorulmaz, alınması gereken tedbirleri şu şekilde sıraladı;

“• Yarasaların ve yaşama alanlarının ivedilikle koruma altına alınması ve bu sürecin sıkı takibi gerekmektedir.

• Yaşadığımız yakın ve uzak çevrede ve doğal ortamlarda hangi yaban hayvanlarının bulunduğunun tespit edilmesi

• Bu türlerin biyolojik ve ekolojik aktivitelerinin araştırılması ve tespiti

• Bu türlerde var olan zoonotik hastalık etkeni olabilecek organizmaların tespiti

• Bu türler ile insan ilişkisinin ortaya konması

• Muhtemel riskli yaban hayvanı grupları ile insanın etkileşiminin önüne geçecek veya kontrol altına alacak tedbirlerin alınması

• Yaban hayvanı biyolojisi, ekolojisi ve taşıdığı hastalıklar ve bulaşma yolları hakkında etkin eğitim ve bilgilendirme faaliyetlerinin yapılması

• İnsanın doğaya müdahalesine yol açacak faaliyetlerin daha ciddiyetle ele alınması

• Yaban hayvanlarının avlanması ve yaban hayvanı üzerinden beslenme gibi konuların yukarıda sıralanan maddelere göre sınırlandırılması ve kontrol altına alınması

• Ekosistemin ve yaban hayatının doğal hali ile sürdürülebilirliğinin sağlanması

• İnsanların yaban hayvanlarının yaşam alanlarına müdahalesinin önlenmesi”

Yorulmaz, insan sağlığı ve yaşanabilir bir dünya için yaban hayatına saygı duyulması gerektiğini ve insanların bu süreçten ders çıkarması gerektiğini söyledi.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.